Image Hosted by ImageShack.us

UNUTMAYALIM DİYE (IT IS: LEST WE FORGET)- Gokhan BEDIR



UNUTMAYALIM DİYE (IT IS: LEST WE FORGET)


Daha çok bitmemiş fotoğraflarla ilgileniyorum, anlamlı ve diyalog kuran ya da bir konuşmayı başlatan fotoğraflar. İçine girilemeyen, kapatılmış, bitirilmiş fotoğraflar değil istediklerim…


Paolo Pellegrin


Umutları tükenmiş erişkin yüzler, arka planda gölgelere boğulmuş dikenli tellere tutunan çocuklar, her zaman kadınların payına düşen; çenesi bağlanmış cenazelerin başındaki ağıtlar, feryatlar…...


Pellegrin bir göç dönemine tanıklık ediyor daha doğrusu bir savaşın zoraki sonucunu aktarıyor; arabalarına taşıyabilecekleri eşyalarını almış kadın ve çocuklar. Erkekler ya savaşarak ölüyorlar ya da sadece Kosovalı oldukları için kurşuna diziliyorlar bu nedenle gidenler(göç edenler) arasında eli silah tutan yetişkin bir erkeğe rastlamak mümkün değil.

Çocuklar II Dünya Savaşında HCB’nin karelerine yansıdığı gibi yıkıntılar arasında oyun oynamaya devam ediyor, savaşı kanıksayarak büyüyorlar ve bu aslında en onarılmaz hasarları bırakıyor. Bugün çatışmaların olduğu bölgelere bakılınca durum daha iyi anlaşılıyor. Filistinli bir çocuk çatışmanın içine doğuyor ya aileden ya da arkadaşlarından biri, öteki tarafından vuruluyor, nefretle, öldürmenin doğallığıyla büyüyen çocuklara artık bu ortam normal gelmeye başlıyor. Şiddet doğallaşınca öldürülen sadece metaya dönüşüyor…


Fotoğraflarda hep bir gidiş var. Gözlerde asla geri dönülmeyeceğini anlatan ifadeler, dönülse bile asla hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyleyen bakışlar duruyor. Simsiyah bulutların ve gri gökyüzünün altında tek bir adam su kıyısında yürüyor, bu fotoğraftaki hava aslında tüm coğrafyayı özetliyor… Priştina mezarlığının üstünden geçen bir karga sürüsü fondaki insan silüetleriyle birlikte genel duyguyu ve anlatımı destekliyor.


Pellegrin’in Kosova’yı ele alan fotoğraflarının teknik olarak diğer konularından daha güçsüz olduğunu ya da tam anlamıyla söylemek gerekirse belge alma çabasının sanatsal bir hikaye anlatma dürtüsünden daha ön plana çıktığını gözden kaçırmamak gerekiyor. Yalınkat bir şekilde, estetize edilmemiş bir savaşı anlatma çabası var bunun arkasında, gördüklerimizin gerçek olduğunu, bu insanların bununla yaşayıp öldüklerini dile getirme isteği, belki de biraz olsun bu somutluğu hissettirme amacı var. Fotoğraflarında normalde alıştığımız estetik duygusu bu seride göze çarpmıyor ve karmaşık duyguları yansıtmak için ilerde çokça yer vereceği düşük enstantanede sarsılmayı sağladığı fotoğraflara ilk kez yer vermeye başlıyor. Ayrıca yamuk kadraj denemelerinin de uygulanması yavaş yavaş artmaya başlıyor bu dönemden sonra… Dengesi bozulan yaşamları anlatmak için asitmetrik kadraj kullanımı olayı daha dramatize ederken aynı zamanda derinlik ve altüst olunmuşluğu daha güçlü yansıtıyor. Fakat bu seride kaçırılmaması gereken en büyük nokta; savaşın iki tarafına da yer veriyor olması, karelerdeki insanların uyrukları hakkında yazılı olarak bilgi verilmese kimin hangi taraftan olduğunu anlamaya imkan yok. Bir Sırp cenazesiyle bir Kosovalınınkini kullanılan dini simgeler dışında kestirebilmek imkansız. Pellegrin bize savaşta asıl zarar görenleri sivil halkı gösterirken bu insanlar arasında ayrım yapmıyor iki tarafa da yer vererek belki de insanların birbirinden bir farkı olmadığını ortaya koymaya çalışıyor…


Gökhan Bedir/SimurgPhotos

5 yorum

Make A Comment
top