Image Hosted by ImageShack.us

BELGESEL FOTOGRAF


"BELGESEL FOTOGRAF"
Belgesel fotografı kısaca tanımladığımızda, dünü bugüne, bugünü ise geleceğe taşıyan bir belgedir diyebiliriz.Fakat diğer bir deyişle de, Belgesel Fotograf, zaman biriminin en iyi, en kesin ve net yargılandığı an, fotograf makinesi ile elde edilen sonuçtadır. Bu sonucu elde eden fotografçının kullandığı dil ise evrensel bir dildir. Bu, uluslar ve kültürler arasındaki en önemli iletişim ve herkes tarafından kolayca anlaşılan ortak bir dildir.


Her bir fotograf karesi fotograf sanatçısına sorumluluklar yüklemektedir. Bu nedenle de fotografçı, kişilerin kültürlerini, felsefelerini ve hatta yaşam biçimlerini ve aynı zamanda fotografın teknolojisini bilip, onu fotografları üzerinde kullandığı zaman, başarılı sonuçlar elde edebilecektir.

Fotografın ilk zamanlarında,... ister belgesel ister fotografın diğer türlerinde olsun fotografçı, zaman dilimini yakalamaya çalışıyordu. Çünkü başlangıçta herkes fotografı ; yapmış oldukları gezilerini tekrar anımsamak ve kendince önemli olan zamanın bir anını yakalamak için kullanıyorlardı.

Endüstrinin gelişmesi ile üretim ve yaşayış biçimi hızla değişti. Giderek fotograf makinesi nesneleri ve insanları kopya eden bir araç olmaktan kurtuldu. Teknik güçlükler aşılarak ışığa duyarlı malzemelerin gelişmesi ile fotograf özgür bir ortama kavuştu. Diğer taraftan baktığımızda ise kompozisyon, ışığın kullanımı ve en önemlisi insan ilişkilerini anlatma gibi kaygılar ön plana çıktı. Böylece fotograf kişiliğini bularak branşlaşmaya başladı. Bütün bunların yanı sıra bu değişikliklerin, kültür boyutlu yenilikçilerin yozlaştığını da görebiliyoruz.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta ise, belge fotografı ile belgesel fotografı karıştırmamak gerekir. Belge fotografı hüviyet kartlarında kullanılan insan görüntüsünün genel hatlarını veren fotograftır. Belgesel fotograf ise, daha çok bir olayın fotografa yansıtılması şeklinde algılanabilir veya mekan, zaman, olay ve kişilerin değişimindeki işlevini sürdürmesidir.

Belgesel fotografı etkili kılan ise, fotografı pozlandıran kişinin konuya bakış açısı, kompozisyonu ve yorumudur. Belgesel fotograf, gerçeğin bir yansıması olduğuna göre herbir fotograf karesinin gerçekçi olabilmesi için de insan gözünün perspektifinden farklı olan optik perspektife bağlı olmasıdır. İnsan gözü geniş bir alanı görebilen ve çeşitli yönlerden gelen çok sayıda görüntüyü aynı anda görebilir. Halbuki objektifle elde edilen optik görüntü, bundan çok farklıdır. Objektifin odak uzaklığı değiştikçe perspektif de değişir. Fotografı pozlandıran kişinin gözü, fotograf makinesinin gözüne dönüştüğü an, bu iki bakış biçimi arasındaki farkı önceden düşünebilecektir. Özet olarak da, H. Cartier Bresson’un dediği gibi, “Fotografı pozlandırmak, kişinin beynini, yüreğini ve gözünü objektif eksenine dizebilmesidir.”


Prof. Güler ERTAN “Belgesel Fotograf” Fotograf Dergisi Sayı 30 Nisan / Mayıs 2000
BİR BELGESEL PROJE HAZIRLAMAK
Belgesel projenin bir fikri, söyleyecek bir sözü olmalıdır. Bu nedenle belgesel fotografçı belirli bir konuyu çalışır. Belgesel projenin çekim aşamasından önce yoğun bir çalışma evresi olur. Birazdan bu çekim öncesi çalışmayı daha detaylı inceleyeceğiz. Son olarak da fotografçı çalıştığı konuyu görsel bir malzemeye dönüştürürken “kendi sözünü” de ekler. Anlatımın direkt olması için fotografçının mutlak surette görsel kaygıları vardır. Bu nedenle “kompozisyon” da önemli bir bölümdür.

Şimdi bir proje hazırlamanın evrelerini inceleyelim :

İlk olarak yapılması gereken KONU SEÇİMİ’dir. Bir belgesel projeye başlama isteğiniz olduğunu kabul edelim. Konu seçmek için ilk olarak kişisel merakınızı uyandıran ve anlatmak istediğini konuları, hemen hemen aklınıza gelen her şeyi, yazın.
Daha sonra aşağıdaki soruları sorarak, yeterli cevap alamadıklarınızı silin.
Sorular :
- Bu fikir fotograf olarak anlatılabilir mi ?
Örneğin “Yalan söylemek” gibi bir konu yazdığınızı kabul edersek, bunun fotografik
anlatımının çok zor olması elenmesi için yeterli olacaktır.
- Bu fikirler pratik mi ?
Örneğin tüm zamanını Ankara’da geçiren birinin “Ben balıkçıların hayatını
fotograflayacağım “ demesi çok da pratik olmayan bir konuyu çalışmak istediğini
gösterir.
- Yeterince bilgi alabileceğiniz konular mı ?
Bilgi alması, araştırması, bilgi toplanması çok zor olan konuların seçilmesi de daha
çekim aşamasına geçmeden konudan uzaklaşılmasına neden olacaktır. Unutmayın iyi
bilmediğiniz bir konuyu iyi (ya da doğru) anlatma şansını olmayacaktır.
- O mekana, o insanlara tekrar ulaşabilecek misiniz ?
Sadece bir kez ulaşabileceğiniz bir konunun, yalnızca bir çekim ile anlatılması çok
zordur. Bu nedenle defalarca çekim yapmanız gerekecektir. Eğer sadece bir kez çekim
yapabileceğiniz bir konu çalışıyorsanız yine anlatımınız eksik kalacaktır. Örneğin
şehrinizden geçen gezici bir sirkin belgesel projesini yapmak çok zordur.
- Seçilen konu yeterince spesifik olmalı !
Defalarca işlenmiş, tekrar tekrar bir çok fotografçı tarafından anlatılmış konuları seçmekten kaçının. Daha spesifik daha yeni konular bulmaya çalışın. Örneğin sokak çocukları, fahişler gibi konular bir çok fotografçı tarafından işlenmiş ve bitirilmiş konulardır. Daha özel konular bulmak için biraz daha “ince eleyip, sık dokuyun !”
- Değişen, gelişen bir konu olmalı (Eğer yapılan bu projeden ekonomik bir karşılık bekleniyorsa) Hazırlayacağınız projeyi bir gazete dergi gibi yayın kuruluşuna satarak ekonomik bir gelir sağlamayı da düşünüyorsanız, seçtiğiniz konu değişen, gelişen bir konu olmalıdır. Durağan konular bu açıdan bakıldığında çok ilginç olmayabilir.

Konu seçiminden sonra ARAŞTIRMA gelmektedir. Bu aşama aslında neredeyse ÇEKİM aşaması kadar önemlidir. Muhtemelen çekim aşamasından daha zahmetli olacaktır. İlk olarak yapılması gereken tam olarak anlatacağınız konunun NE OLDUĞUNU belirlemenizdir. Örneğin sokak çocuklarını çekmeyi düşünüyorsanız. İlk olarak yapmanız gereken bu çocukların neden sokakta olduğunu öğrenmenizdir. Muhtemel kaynak Sokak Çocukları Derneği ve bu derneğin yayınları olacaktır. Yıllara göre yayınlanan dernek raporları size konuyu çok iyi kavramanızda yardımcı olacaktır. Daha sonra çocukların fiziksel gerçeklerini araştırmanız gerekmektedir. Nerede yaşıyorlar ? Kaç kişiler ? Neler yapıyorlar ? Nasıl geçiniyorlar ? Aralarındaki ilişkiler nasıl ? Dışarıdan böyle bir işe girişecek bir kişiye nasıl yaklaşacaklar ? Bu soruların cevapları sizin yapacağınız çalışmayı çok etkileyeceklerdir.

Şimdi daha kolay gibi görünen bir konuyu seçelim. Örneğin İstiklal Caddesi . Araştırmanıza İstiklal Caddesi’nin tarihinden başlamanız gerekecektir. Cadde nasıldı ? Nasıl oldu ? Burada önemli neler oldu / vardı / oluyor / var ? Bu sıkı bir çalışma gerektiren bir aşama olacaktır.

Araştırmanızı bitirdiğinizi ve İstiklal Caddesi hakkında yeterince bilgi topladığınızı kabul edelim. Şimdi sırada PLANLAMA aşaması var. Çok kaba olarak çekim aşamanızı aşağıdaki gibi toparlayabilirsiniz.

KONU : BEYOĞLU
Planlama yapılırken nelerin fotografının çekileceğini sıralamak en doğru yaklaşımdır.
Çekilecek Konular :
- EĞLENCE MEKANLARI
a) Türkü barlar
b) Rock barlar
c) Gazinolar
d) Nevizade
e) Pavyonlar
f) Marjinal eğlence yerleri

- İNSANLAR
a) Yaşayanlar
b) Çalışanlar
c) Gezenler
d) Farklı tipler (deliler, tinerci çocuklar vb)


- SOKAKLAR
a) Ünlü sokaklar (Yeşilçam vb)
b) Çıkmaz sokaklar

- BİNALAR
a) Eski binalar
b) Yeni binalar
c) Ünlü binalar

Bunlar gibi aklınıza İstiklal Caddesi ile ilgili olarak gelen konu başlıklarını ve fotograf çekilecek mekanları sıraladıktan sonra her konudan SADECE 1 FOTOGRAF yer alacak şekilde toplam fotograf sayınıza ulaşacaksınız. Yaklaşık olarak 15 – 20 fotograf tüm çalışmanızı toparlayabilecektir.

Konuları birbirine girift bir şekilde çalışabileceğiniz gibi bir konu başlığına yoğunlaşıp daha sonra diğerine geçebilirsiniz. Çekimlerinizi tamamladıktan sonra sıra kullanacağınız fotografları seçmenize geliyor ki en zorlu aşamalardan biri de budur.

Fotografları seçerken bir anlamda “acımasız” olmalısınız. Duygusal olarak yakın olduğunuz fotografları öncelikli olarak seçeceğinizi unutmayın. Ancak önemli olan sizin beğendiğiniz ya da duygusal olarak bağlandığınız fotograflar yerine konuyu en doğru anlatan fotografların seçilmesidir. Bunun için önerilen bir yöntem bir süre seçtiğiniz fotograflarla beraber yaşamaktır. Örneğin çalışma odanıza seçtiğiniz fotografları asın (ya da sergileyin) bir süre sonra bazı fotograflarınızın artık sizi o kadar etkilemediğini göreceksiniz. Bu bir eleme yöntemi olarak benimsenebilir. Unutmayın “bir fotograf kendisine 5 saniye baktırıyorsa başarılı sayılabilir” !

Seçtiğiniz her konu başlığından (alt başlıklardan) 1 fotograf seçmeniz gerekmektedir. Özellikle aynı konuyu anlatan birden fazla fotograf doğru bir tercih değildir. Tek bir açıyı, tek bir bakış anını doğru olarak fotografladığınızı kabul etmelisiniz. Çektiğiniz, seçtiğiniz açıya, bakışa güvenmelisiniz.

Tüm bu aşamaların böylesine kontrollü gittiğini gördüğünüzde aklınıza şöyle bir soru gelebilir : “Peki böyle bir çalışmada fotografçının kontrolü nerededir ?” Fotografçının kontrolü çekim aşamasında başlar. Konunun karşısında alacağı pozisyon, yapacağı kompozisyon ve çekim anı bir başka deyişle zamanlama fotografçının kontrolünde olan durumlardır.

Çekim anında farklı uzaklıklar ve bakış açıları kullanmak anlatımı zenginleştirir. Tüm çalışmanın belirli bir uzaklıktan ve hep aynı objektifle çekilmiş fotograflardan oluşması anlatımı zayıflatıp, konuya olan ilginin dağılmasına neden olabilir.

0 yorum

Make A Comment
top